‘EN TEMEL İHTİYAÇLARI BİZ SAĞLIYORUZ’
Saat 23.00’e gerçek yeniden Üsküdar’daki Showmar isimli markete giriş yapıyoruz. Kasalarda, reyon ortalarında ve meyve-sebze kısmında çalışmalar devam ediyor. Gece geç saat olmasına karşın güleryüzle karşılanıyoruz. Market çalışanlarının tamamında maske ve eldiven var. Neredeyse tüm mağazalar kapalı olsa da marketlerin kapanma durumu yok. Bu yüzden sokağa çıkma yasağı olsa bile çalışacaklarını biliyorlar. Market çalışanı Emrullah Daşdemir ile konuşuyoruz: “Virüsün geldiği birinci günden beri çalışmaya devam ediyoruz. Birinci günlerde çok tesirini hissetmedik lakin olay sayısı arttıkça daha çok kişi gelmeye başladı marketimize. Biz de elimizden geldiğince beşerler yardım etmeye çalışıyoruz. Biz de korkuyoruz fakat tedbirlerimizi alıyoruz. Bizim kapatma ya da işe gelmeme talihimiz yok. Zira insanların en temel gereksinimleri marketlerde satılıyor. Bu yüzden tedbir alarak vatandaşa yardım etmeye devam edeceğiz.”
VİRÜS YAYILMASIN DİYE SABAH-AKŞAM ÇALIŞIYORUZ
İlk olarak gece saat 22.40’ta Üsküdar’da bir paklık vazifelisi ile beraberiz. Maskesi ve eldivenleriyle yolları süpürüyor. Yanına gidip sohbete başlıyoruz. “Herkes meskeninde kalırken, siz çalışmak zorundasınız. Bu güç bir durum değilmi” diyoruz. Karşılık veriyor: “Evet çok güç. Lakin biz bu işi yapmazsak sokakların hali ne olur? Bu virüs pis bir memlekette daha çok yayılmaz mı? Biz bu işi yaparak virüs temizliyoruz aslında. Kendimize de dikkat ediyoruz. Belediyemiz bize dezenfekte edilmiş hami kıyafetler veriyor. Maske ve eldiven temin ediyor. Beşerler yeni güne uyandığında camlarında baktığında pak bir sokağa bakıyorlar. Tahminen farkında değiller lakin bu bile onları keyifli ediyordur.” Zeytinburnu’nda diğer bir paklık vazifelisi ile de konuştuk. “Biz olmasak kim temizleyecek” buraları diyor Mahmut Özdemir ve şöyle devam ediyor: “Herkes meskende ancak çöpler daha da çoğaldı. Elimizi taşın altına koyduk. Virüs yayılmasın diye sabah aksam çalışıyoruz.”
‘VATANDAŞ MESKENDE KALSIN BİZ ONLAR İÇİN EKMEK ÜRETİYORUZ’
Bu kere Zeytinburnu’nda bir fırındayız. Sabah çok erken vakitte geliyoruz. Fırıncı Salih Duman ile sohbete başlıyoruz. Koronavirüsle birlikte hayatında neler değiştiğini soruyoruz. “Hiçbir şey değişmedi” diye cevaplıyor. Devam ediyor anlatmaya: “Koronadan evvel de çalışıyorduk, artık de çalışıyoruz. Zira insanları ekmek yemeden yapamaz. Çok kutsal bir misyonumuz aslında. Sorumluluğumuzun şuurundayız. Tabi ki tedbirleri aldık esasen pak üretim yapmak zorundaydık artık çok daha fazla dikkatliyiz. Her şeyi iki sefer kontorl ediyoruz. İnsanların sıhhati ile oynayamayız. Vatandaşımız ekmek almak haricinde konutundan dışarı çıkmasınlar. Onlar konutta kalsınlar biz onlar için ekmek üretiyoruz.”
3 AY PARA KAZANMASAM DA YÖNETİM EDECEĞİZ
Taksim’de otobüs sürücüsü Adnan Altıkardeşler ile beraberiz. Maskesini takmış ve otobüsünün başında yolcusunu bekliyor. “Herkes konutta biz dışarıdayız” diyerek kelama kendi giriyor. Adnan Altıkardeşler biraz zahmetli. Anlatmaya başlıyor: “Otobüsümü yeni almıştım. Peşin para değil tabi fakat krediyle alabildik. Bu türlü olunca da borcun altına girmiş olduk tabi. Zelzele olabilir, sel olabilir öbür bir felaket yaşanabilir diye herkes aklında geçiriyordur lakin bu virüs olayı aklımızın ucundan geçmezdi. İnsanların konuttan çalışmaya başlayınca bizim işlerimiz çok düştü. Çok az yolcuyla sefer yapıyoruz. Bu ay yolcu az olduğu için kredimi ödeyemeyeceğim. Tahminen bir daha ki ayda ödeyemem lakin beşerler tekrar de konutlarından çıkmasınlar. Ben 3 ay para kazanmasam da olur. Para kazanılır lakin sıhhat geri gelmez. O yüzden vatandaşımız meskende kalsın.”
