Bu yardım kampanyaları için yapılan bağışlar, hem gelir hem de kurumlar vergisi matrahından muhakkak meblağa kadar düşülebiliyor, sarfiyat olarak yazılabiliyor. Bağış ve yardımlar, ticari karın elde edilmesi için yapılan bir harcama niteliğinde olmadığından, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde direkt masraf olarak dikkate alınamıyor. Lakin, belli kaideler altında yapılan bağış ve yardımların şirketlerin kurum yararından, gelir vergisi mükelleflerinin de beyan ettikleri gelirden indirim konusu yapılması mümkün. Sarsıntı için yapılacak bağışın haline nazaran, vergiden indirilecek meblağ da değişiyor. Zelzele nedeniyle genel ve özel bütçeli kamu yönetimlerine, vilayet özel yönetimlerine, belediyelere, köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu faydasına çalışan derneklere makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ilişkin gelirin yahut kurum yararının yüzde 5’ine kadar olan kısmı, beyannamede ayrıyeten gösterilmek kuralıyla şirketlerin kurum yararından; gelir vergisi mükelleflerinin de beyan ettikleri gelirden indirilebiliyor.
Vergi Uzmanı Abdullah Tolu, birebir yahut nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olmasının kâfi olduğunu söyledi. Tolu’nun verdiği bilgiye nazaran besin, giyecek, çadır, battaniye üzere birebir bağış ve yardımların, işletmenin aktifinden yahut stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları pahalar için fatura düzenlemesi, düzenlenen faturanın art yüzüne faturada belirtilen kıymetlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış yahut yardım olarak alındığına ait şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması kâfi bulunuyor.
