Konya’da bir buçuk yıl evvel, doğal afet periyotlarını düşünerek aldığı karavanı koronavirüs salgınıyla bir arada kullanmaya başlayan Uzun, ailesini ve etrafını korumak için büyük bir fedakarlık gösteriyor.
KARAVANIYLA HASTANE BAHÇESİNDE KALIYOR
Çalıştığı özel hastanenin bahçesine park ettiği karavanında mart ayından beri yaşayan Uzun, etrafını riske atmamak için gösterdiği özveriyle mesai arkadaşlarının takdirini topluyor.
Koronavirüs salgını ile çabada, mesken ve ailesinden farklı yaşamak zorunda kalan Uzun, tüm dinlenme, beslenme, paklık ve öz bakım muhtaçlıklarını da bu karavanda gideriyor.
KARAVANINDA HER ŞEYİ VAR
İçerisinde mutfağı, yatağı, duşu, tuvaleti ve buz dolabı bulunan karavanın, tavanındaki güneş gücü panelinden de elektrik muhtaçlığını karşılayan Uzun, hayatını, karavanıyla çalıştığı hastane ortasına sığdırdı.
SOSYAL HAYATINI DA YİNE ŞEKİLLENDİRDİ
Sosyal hayatını da yine şekillendiren Uzun, akşamları, karavanın yanına kurduğu masada, toplumsal araya dikkat ederek mesai arkadaşlarını konuk ediyor.
Uzun, vazife yeri, karavanı ve market dışında mecburî kalmadıkça hiçbir yere gitmiyor.
Yoğun çalışma temposu içinde fedakarca misyon yapan ve sevdiklerinden uzak kalan Uzun, insanların maske ve ara kuralına uymaya ihtimam göstermesini istiyor.
AİLESİYLE İMAJLI KONUŞUYOR
İki buçuk yıldır sıhhat çalışanı olan Muhammet Uzun (23), sarsıntı riskine karşı minibüs alıp karavana dönüştürdüğünü lakin salgınla bir arada, ailesine ve diğerlerine virüs bulaştırmamak için karavanda yaşadığını anlattı.
Aylardır konutundan uzakta yaşadığını vurgulayan Uzun, “Ailemle genelde telefonda imajlı görüşüyoruz. Bayramlarda bile meskene gitmiyorum. Bazen meskenin önüne arabayı yanaştırıyorum. Pencereden pencereye görüşüyoruz.” dedi.
“İNSAN, BAŞINA GELİNCEYE KADAR UMURSAMIYOR”
Bilinçsiz hareket edenlerin tüm toplumu tehlikeye attığına değinen Uzun, “Bu virüs sağlam gördüğümüz hastalara bir anda kardiyak arrest (kalp krizi) geçirtiyor. Orada kendi annemiz, babamız olabileceğini düşünerek bu türlü tedbirler almalıyız. Tek benim için değil, bütün dünya için değerli bir şey bu. Bu virüse inanmadığını söyleyenler var. Yaşayıncaya kadar, ailelerinden birini kaybedinceye kadar umursamıyorlar.” diye konuştu.
Özellikle gençleri daha hassas olmaya davet eden Uzun, şunları kaydetti:
“Kurallara uymayan genelde kendilerine ziyan gelmeyeceğini düşünen gençler… Bunlar, büyüklerine daha fazla ziyan veriyor. Bencillik diyorum buna. Ya ailelerini sevmiyorlar yahut devletini sevmiyorlar zira devleti büyük ziyana uğratıyorlar.”
“ARKADAŞIMIZIN ÖZVERİSİNİ TAKDİR EDİYORUZ”
Uzun’un mesai arkadaşlarından, genel ağır bakım pratisyen tabibi Hasan Fatih Yıldızlar ise arkadaşının bu bahiste çok hassas olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Arkadaşımız, pandeminin başından beri hayatını karavanda geçiriyor. Yalnızca hafta sonları uzaktan ailesini görmeye gittiğini biliyorum. Ailesini muhafaza açısından çok hassas davranıyor. Burada izole bir hayat yaşıyor. Arkadaşımızın özverisini takdir ediyoruz. İnsanların, bu özveriyle çalışan sıhhat işçilerine karşı kendini biraz daha borçlu hissetmesi ve dikkat etmesi gerekiyor.”
