2012 yılı Haziran ayında yayınlanan ve 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Tehlikeli, Çok Tehlikeli ve 50’den fazla çalışanı olan Az Tehlikeli sınıftaki işyerleri için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma veya hizmet alma zorunluluğu getirmişti. 50’den az çalışanı olan Az Tehlikeli sınıftaki işyerleri ve kamu kurumları ise bu yükümlülüğe tam 12 yıl sonra kavuşmuş oldu. 12 yıldır ötelenen maddeler bu kez ertelenmedi.
Ancak ertelenmemesi, işyerlerinde bir kaosa yol açtı. Herkes işini son güne bıraktı ve Çalışma Bakanlığı’nın atamalar için kullanılan İSG Kâtip sistemi bile kilitlendi. Neden böyleyiz? Neden hep işimizi son güne bırakıyoruz? Neden işletmelerimizde iş güvenliği ve iş sağlığını hep arka plana atıyoruz? Neden hep kader deyip geçiyoruz?
Yangın tüplerimizin kontrollerini yaptırmıyor, bu tüpleri kapı önü tutamacı olarak kullanıyoruz. İş güvenliği gerekliliklerini ekstra masraf olarak görüyor, tedbirler için harcama yapmıyor ya da yaptırmıyoruz. Gerekli eğitimlerin tam süresince verilmesini istemiyor, bunu zaman kaybı olarak değerlendiriyoruz. Hatalardan, felaketlerden ders almıyoruz, her şeyi kâğıt üzerinde yapıyor ve sonrasında eksiğimiz yokmuş gibi davranıyoruz. Yani aslında hep “mış” gibi yapıyoruz. Sonrasında ise kader diyoruz.
Peki, “mış” gibi yapmamak için neler yapılmalı?
6331 sayılı kanunun işveren, çalışan ve uzman yükümlülükleri yerine getirilmeli veya getirilmesi sağlanmalı.

İş Güvenliği ve Sağlığının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenler
- Uzman Görüşü ve Desteği Alınmalı: İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri, iş yerinde potansiyel tehlikeleri belirlemek ve gerekli önlemleri almak için önemlidir. Bu uzmanların bilgi ve tecrübelerinden faydalanarak, iş yerinin güvenli hale getirilmesi sağlanmalıdır.
- İşyeri Ortamı Güvenilir Hale Getirilmeli: Çalışanların sağlığını ve güvenliğini tehdit eden riskler minimize edilmeli ve işyerinde güvenli bir çalışma ortamı sağlanmalıdır. Bu, hem çalışanların motivasyonunu artırır hem de iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçer.
- Risk Analizi ve Acil Eylem Planları Oluşturulmalı: Olası riskler değerlendirilip, bu risklerin en aza indirgenmesi için acil durum eylem planları hazırlanmalıdır. Bu planlar düzenli olarak gözden geçirilmeli ve güncellenmelidir.
- Eğitimler Düzenlenmeli: Çalışanlara, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında düzenli eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler, çalışanların güvenlik bilincini artırarak, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemede kritik rol oynar. Eğitimlerin etkinliği, periyodik testler ve uygulamalarla ölçülmelidir.
İş güvenliği ve işçi sağlığı konularında “mış” gibi yapmamak ve gerekli tedbirleri zamanında almak, kazasız ve afetsiz bir iş ortamı için temel unsurlardır. İşverenler, çalışanların sağlığı ve güvenliği için gerekli tüm önlemleri almalı ve bu konuda titizlikle çalışmalıdır.