Bu başlığı bilerek koydum; bu sadece benim için değil, herkes için geçerli. Sahi, siz ne kadar şanslısınız? Şans nedir? Herkese göre değişir mi?
Yıllarca yemez içmez, para biriktiririz. Değerlenince seviniriz. Hesaplı ev alırız, araba alırız, bu yüzden şanslı hissederiz. Geleceği parlak bir işe gireriz, bu da şansımızdır. İyi bir eş ve çocuklar, mutluluğumuzu artırır. Hepsinden önemlisi, sağlıklıyızdır; sevdiklerimizin kılına zarar gelmemiştir.
Son yıllardaki yaşam tarzı şu şekilde: Düşüncelerimizi tartmalıyız! Kötüyü çağırmamalıyız! İyi olmalıyız! Evrene olumlu mesajlar göndermeliyiz. Gerçekten de öyle mi? Büyüklerimiz derdi ki, çokça dua et, Allah yardım eder. Zaten gönlümüzden geçenleri de o niyetle yapmıyor muyuz?
Türk Dil Kurumu’na göre şans, mantıkla açıklanamayan rastlantısal olayları etkileyen güçmüş. O zaman, şansımızı kendimiz mi belirliyoruz? Niçin işler kötü gidince üzülüyoruz? Başımıza gelen felaketlerde neden suçlu hissediyoruz?
“Sen, tedbirini al. Sonra rahat edersin.” Bu, günlük hayatımızda sıkça duyduğumuz bir sözdür; sanki olacakları hissedebiliyormuşuz gibi bir yaklaşım.
Fil Suresi’nde anlatılan ebabil kuşları da bu anlamda ilginç bir örnek sunuyor. Çok hızlı ve çevik olan bu kuşlar, diğer kuşlar gibi dik duramazlar. Girdikleri evlere bereket getirdikleri düşünülür ve bu nedenle toplumda özel bir yeri vardır. Kanatları kapanmadığı için yere konamazlar ve gece de uçma yetenekleri vardır. Bu özellikleriyle, taşıdıkları taşlarla bir orduyu yok eden güçte bir simge haline gelirler.
Ebabil kuşları, tedbir ve cesaretin birleştiği bir hikaye sunar. Hayatta karşımıza çıkan zorluklara karşı aldığımız tedbirler, bazen beklenmedik şekilde bizi koruyabilir. Bu kuşların hikayesi, içsel gücümüzü ve inancımızı pekiştiren bir mesaj taşıyor.
Sizce, bu tür semboller yaşamımıza nasıl bir anlam katıyor?
Veya, bize şans mı getirir, cesaret mi? Cesaretin olmadığı yerde şans olur mu?
Cesaret ve şans arasındaki ilişki oldukça derindir. Cesaret olmadan şansın pek bir anlamı kalmaz. Çünkü cesaret, fırsatları değerlendirmek ve risk almak için gereken gücü sağlar. Risk almadan, karşımıza çıkacak fırsatları göremez ve şansı yakalayamayız.
Şans, çoğu zaman hazırlıklı olanlara gelir. Yani cesaretle harekete geçmek, bizi o şansa bir adım daha yaklaştırır. Sonuç olarak, cesaretin olmadığı yerde şansın da pek bir değeri olmaz. Sizce cesaret, hayatımızda ne kadar önemli bir rol oynuyor?
Bence, cesaretli olmak şansımızı artırıyor. Risk alıp fırsatları değerlendirmek, beklenmedik güzel sonuçlar doğurabiliyor. Cesaret, hayatımızda yeni kapılar açar ve bu kapıları araladıkça şans da yanımızda olur.
İyi şanslar! Siz de cesur adımlar atmayı düşünüyor musunuz?
